21 Eylül 2009 Pazartesi

'' Herhangi bir yerde, herhangi bir zamanda yaşamım bitti. Bilmiyorum, nerede, nezaman. Ve işte o bittiği yerde başladı. Acının sonunda. Acı ile.''

Bir kanepede oturarak öleceğim
ve hiçbir yere kaldırmayacaklar beni
Ölüme giden yol çok uzun
Yoruyor beni
Hastalık hiçbir şeyi değiştirmedi
İntihar etmek istedim
İyi ettiler
Delirdim gene iyi ettiler
Artık yapabilecek birşey kalmadı.

Tezer Özlü

12 Eylül 2009 Cumartesi

Hiç Birşey Olmuyor İki Kez

Hiçbir şey olmuyor iki kez
ve olmayacak da.Bu nedenle işte
deneyimsiz doğmuşuz
ve rutinsiz öleceğiz.

En aptal öğrencileri
olsak da dünya okulunun
yinelemeyeceğiz dönemi
ne kışın, ne de yazın.

Yinelenmeyecek tek bir gün bile,
birbirine benzer iki gece yok.
Ne aynı olan iki öpücük,
ne de gözlere bakan aynı bakışlar.

Dün, hani birisi adını söylediğinde
yanımda yüksek sesle,
bir gül düşmüştü sanki
açık bir pencereden içeri

Bugün birlikte olduğumuzda
Çevirdim yüzümü duvara
Gül? Gül nasıl görünürdü sahi?
Çiçek miydi? Taş mıydı yoksa?

Sen , o kötü saat
neden karışıyorsun gereksiz korkuyla.
Varsın- öyleyse geçmelisin.
Geçeceksin- işte güzel olan.

Yarı sarılmışız gülümsüyor,
Anlaşmayı deniyoruz,
Birbirimizden farklı olmamıza karşın
İki saf su damlası örneği.

Çeviri: Neşe Taluy YÜCE- Agnieszka Ayşen LYTKA

2 Eylül 2009 Çarşamba

okyanustaki çocuk


sırt çeviriyoruz dünya felaketlerine
açlığa, savaşlara, hastalıklara..


okyanusun derinlerinde başladı yaşam
son bulmalı orada belki..

ya da yeniden doğmalı oradan umut!

bizler gömdük umutlarımızı toprağa

arkasından mırıltılı dualar..
kalplerimizin asma kilitleri
hep yarına bırakıldılar..


silahlar kurtarmaz bizi!

açlıktan, savaşlardan, hastalıklardan..
gözlerimizden giren kirliliği,
temizlemez kalplerimizi bir saflığa doğru..

silahlar kurtarmaz bizi!
belki bir çocuğun kahkahası.
içi gülen gözleriyle
taş kesen kalplere karşı..
silahlar kurtarmaz bizi!

bir çocuğun saflığı belki
okyanusun içinden gelir
günahkâr yeryüzünü doğru...